Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

6 Ocak 2013 Pazar

HAYAL ET, TASARLA, ÜMİT ET VE İNAN


        Sağ el işaret parmağını yukarı kaldır sırasıyla cheking yap


ü      Cüzdan
ü      Telefon

ü      Anahtar,  tamam 

    Sonra mesai bitiminde... iki elin avuç içi kulaklarında, ağzın çene kemiğini zorlayacak şekilde açılsın  OLAMAZZZZZ anahtarı unutmuşum. Unutkanlık kendimi "kuş beyinli" hissettiriyor. Cheking olayından  ziyade bir anahtarlık dolabına ihtiyaç duyuyorum. Alışveriş için çıktığım zamanlarda bakındım, hiç orjinal bir şeyler yok. Net'de bir site buldum ama hem pahalı hemde son bir kaç gün. Resim bana baktı ben resme ve hayal ettim... ben bunu yaparım.


Hayal ettim, tasarladım, ümit ettim ve inandım



ü      Kedinin aklındaki kuş, kuş’un aklındaki  (tanıştırayım ben) anahtar


                    Hepsi atık malzemelerden yapıldı: Ana zemin alsa tahtalarından bu neden çok ama çok hafif 2 10 cm balsa tahtasını biririne sıcak silikon ile yapıştırdım ve çatı görüntüsü vermek için geniş açılı kestim. Sandalye ve sandalın oturdu sahneyi alttan krişle destekleyip silikonla yapıştırdım ve bütün parçayı akrilik beyaza boyadım ve kurumaya terk ettim… bu arada

Şemsiye  :  Elbise askısını ortası şemsiyenin sapını, eşimin gömleği şemsiyenin kumaş kısmını ve başında objede pastalara takılan mum tabanlığından oluştu.
Sandal   :  Pringles kutusunun, ağız kısmının 2 cm kesiti sandalın gövdesini, içindeki diğer kısımlar (oturma bölümü) balsa tahtasından
Halat       :  Kıyafet çantasının sapı işte ama beyaz olmalı
Sandalye:  İkeada çay içtim, tahta kaşıklar işte burada
Balık ağı  :  Sarımsak filesinden
Bayrak   :  Düğün kartındaki keçe kalbi kestim (içim cız etti) Mavi boncuk, sünnet kartından, bayrak direği kürdandan, ucundaki boncuk bir elbisemden düşen boncuklardan (yuh artık bana )
Deniz kabukları                              :  Çakadan
Pencere pervazlarındaki çiviler:  Boncuk bitleri
Anahtar asma kancaları           :  Yazmayayım artık, utandım.
     İşte burada para ile alına bir tek şey oda daha önceden Bodruma gittiğimde aldığım balık oda zaten miyadı dolmuş bir anahtarlık parçasıydı kıyamadım atmaya. Son olarak kumaş, kayık ve deniz kabukları olmadan cilaladım ve küçük objeleri yerleştirdim. 




    İşte ben her gün işe çıkarken, kendimi elimde kitap o sandalyenin üzerinde Çaka’da hayal ediyorum, gözlerimi kapadım…

20 Ocak 2011 Perşembe

Halloween Jack

           Daha önce yaptığım bir parçanın tarifini vericem halloween Jack , önce Jack’i tanıyalım:

          "Jack ayyaş ve dalavereci oluşuyla ünlü bir çiftçidir ve bir gün şeytanla karşılaşır.Şeytanı ağaca çıkmaya ikna eder ve o ağaçtayken alt dallardan birine bir haç yerleştirerek oradan inmesine engel olur. Jack bu hacı, şeytan ona ruhunu asla cehenneme almayacağına dair söz verene kadar oradan kaldırmaz.Yıllar sonra öldüğünde yeryüzündeki günahlarından ötürü Cennet onu geri çevirince Jack’in cehennemden başka gidecek yeri kalmaz. Şeytan kapıya baktığında “anlaşma anlaşmadır” diyerek Jack’i içeri almaz fakat ona acıdığından yanan bir kor parçasına ulaşmasına göz yumar.Derken Jack cebinde bir pancara denk gelir ve yerdeki koru ilk Jack-o fenerini yapmak için pancarın içine yerleştirir.Jack artık Cennetle cehennem arasındaki bölgede bu fenerle kalakalmıştır..Bu fenerler ölü ruhlarının canlılar arasında gezineceği 31 ekim gecesi yolları aydınlatacak, ölü ruhları korkutup kaçıracaktır…"

          Şimdi bende içi aydınlanan bir Jack yapmalıyım. Daha önce yayınladığım yazımda resimlerdede yer aldı burada  5. resimde cadının yatak odasında yer alan çalışma masasının en üstünde.Aşağıda resimler var ve açıklamalar nerde, Resimlerin üstündeeee


            Kavuniçi renkte fimo, ben bu rengi tercih ettim ama kabaklar farklı renklerdede olabilir ama madem geleneksel bir şey yapıyoruz. Kabak denince ilk akla gelen renk olmalı. Birde boncuk etrafına sarıyoruz


Tam tepesini kapak için kesip ayırıyoruz

Bir iple boylam çizgileri gibi kabağın dilimlerini oluşturup,maket bıçağıyla göz, burun ve ağzını yapıyoruz



              Şimdi kabağın üstüne kapağı ve sapını yapıyoruz, ancak fırınlamadan önce Jack'in yüz kısmını maket bıçağıyla  ikiye ayırır gibi keselimki, fırınlandıktan sonra iki parça halinde ayrılsın ve içine ışık yerleştirelim. Ben burada bir yanlışlık yaptım kabağım fırın tepsisinde yuvarlanınca, kestiğim kısımda yapışmış. Jack'i baş aşağı fırınlamak lazım kapağınıda bir başka bilgenin üzerinde fırınlanmalı


Sonuç aşağıda. Sol baştan say 1. İzlandalı Jack 2. Adapazarlı Hasan 3.Kandıralı Temel :)
          

19 Ocak 2011 Çarşamba

BU BAHÇEYE BİR DUVAR LAZIM

           Bu başlık aklıma gelince “Ezginin günlüğü” şarkısı aklıma geldi, kendime uyarladım:

Ateşe baca lazım
Kitaba hoca lazım
Bu bahçeye bir duvar lazım
Oda bu gece lazım
Anlatsın da roman olsun
Hediyesi blog olsun
Yalnız benim güzel yazı yazdığımı söylesin de yalan olsun

          Alice’in dünyasına yakın bu cadının evi ve beklide “humpty dumpty” de bu duvarın üzerindedir.

kocaman bir kafası var
küçüçük bir vücudu var
başında minicik şapkası var
hamti tamti
hamtiiii tamtiiii

sallanarak yürüyordu
neşe ile gülüyordu
önüne çıktı bir duvar
ne de büyük boyuuuu var

duvara çıktı tırmandı
hamti tamti yuvarlandı
bunu yapmayı kolay mı sandın
canın yandı offffffffff
canınnnn yandı.....



           Az laf çok iş: efendim bir taş ustası kadar ince işçilik sergiledim, üstelik çalışırken bana (ustalara olduğu gibi) çay ikram eden de oldu (Dumiş sağ olsun ) azimle çalışmamı ve balkonda taşları kırmak için çıkardığım sesleri, kavurmak için kırmaya çalıştığım fındıklar sanan Dumiş’e bir alkışta benden. Evet her zaman dediğim gibi gerçeğine yakın olmasını isterim o nedenle gerçek taş ve sıva kullandım ve duvarın yanında (şimdilik kurumuş) bir ağaç ve üzerinde bir kuş yuvası, büyük olasılıkla çirkin birde kuşu olacak (ilerleyen zamanda) taşlar rutubetten ıslak ve yosunlanmış aralarında zehirli mantarlar var ayrıca duvarın kıyısında kendi küçük dünyasında yaşayan bir salyangoz (Kış Paşasının deyimiyle Gengengöz) var. Daha ne mi olsun…Bence çok şirin.Bu şirinlikten uzaklaştırmak için bu kurumuş dallardan asılan yosunlar ve dallar eklemeliyim. Şimdi oldu






MİNYATÜR ARNAVUT TAŞLARINDAN KAPI GİRİŞİ

           Kaldırım, duvar taşları, çatı kiremitleri de bu tarif edeceğim yöntemle yapılır.

MALZEMELER:
Karton yumurta kutusu
Uygun renkler
Dolgu maddesi Kalekim (taş araları için alçı bile olabilir işlem bittikten sonra uygun renge boyayın yeter ki)

YAPILIŞI:
Eğer benim gibi bir kaldırım taşı yapacaksanız, yumurta kutusunun düz zemininden yararlanmanızda fayda var. 1x2 cm edatlarında dikdörtgenler kestim ve onları uygun renklere boyadım. Boyama da bence dikkat edilmesi gereken konu: bazı taşların ortalarının daha koyu renkte olması. sizde dışarıdaki taşları kontrol edebilirsiniz, kuru havalarda bu ayrıntıyı yakalamak için çok dikkat gerekirken nem veya yağmurdan sonra açan güneşli havada bu görüntü yakalanır. Bu şekilde boyamak eşsiz bir doğallık sağlar. Evet ben yine gerçeğe en yakını olsun diye taş aralarındaki dolguyu: Kale kim ve biraz sıvı yağı karıştırıp, iğnesini çıkardığım şırınga ile yaptım sonra taş aralarına biraz yosun ekledim.(Gereksiz bilgi: Yosunlar hep oradadır yada bir ot kazması)
Çatı kiremitleri içinse, kavisli kısımlarından veya uygun şekilde kesilen kartonları nemlendirip (Bir cam sil sişesi boşalınca işinizi görebilir) sonrada istediniz şekilde kurumasını sağlayın yeter. Kaldırımlar için bu karton kutunuz pütürlü yüzeyi idealdir.

18 Ocak 2011 Salı

BAHÇEYE KUYU ŞART

            Bahçeye kuyu şart. Zira bu ev ormanın en kuytu yeşilliklerinin arasında. Hatırlayın Village – Köy filmi: yoksunluk ve medeniyetten uzakta olduğunuzu damarlarınıza kadar hissettirirse size, işte bu bahçede bir o kadar dark olmalı. Eh medeniyet yoksa belediyede yoktur :) o zaman suyu cadı çıkarsın canım.

            Resimde görüldüğü gibi benim elimde yuvarlak bir kutu vardı ben onu değerlendirdim ama siz bunu kartonla da yapabilirsiniz ve yazın deniz kıyısından topladığım taş. Tabi siz benim topladığım taşlarla değil kendi topladıklarınızla yapacaksınız;) (Gereksiz bilgi bu yaz bu taşları en küçüklerinden toplayıp laventen evlerinde olan avlu taş tablolarından yapıcam)



          Gelelim 2.resime görüldüğü üzere kuyunun ağzının kıyısına farklı taşlardan bir zemin yaptım: bu taşlaırda doğa yürüyüşleri sırasında buldum, parçalanınca bölünmek yerine katmanlarına daha kolay  ayrılıyor, çok ilginç gelmişti. Şimdi yerini buldu. Balsalarla üzerine bir çatı yaptım.


          Son işlem çatıyı ağaç kabuklarıyla kapladım. Akasya ağacının kurumuş kabuğu, Yağmur yağdıktan sonra çıkarmak çok kolay ama bir sürü salyangoz ve börtü böcekle kaşlılaşmayı göze alarak girişin bu işe ve kokulu bir işlem. “Igıh” dedirtecek türden . Kabukları kullanıldıktan sonra çok iyi bir sonuç elde ediliyor.İki resmi kıyaslayın befor- after / befor-after. Deydi doğrusu



         
           Bitmiş gibi yayınladım ama daha suyu ve kovası yok. Suyu "Resinle" yapmayı palnlıyorum belki birde kurbağa eklerim. Kovayı işe  yapım aşamalarını gösterip yayınlarım: Ekranların sevimsiz-sevimli kahramanı tele bilmem nenin vakti gelmiş, yani saat 21: 40 şimdilik bu kadar, görüşmek üzere

17 Ocak 2011 Pazartesi

Minyatür el arabası

         Ecünnü evinin bahçesini de yapmaya karar verdim ve bahçede yer almasını istediğim  el arabası yaptım her zamanki gibi yapım aşamalarını resimlerden çıkarabilirsiniz eksik olan boyaları ve bir kovaya ihtiyacım var ayrıca resinle kuyunun içine su yapmayı planlıyorum. Kovayı da tea light’lardan yapabilirim veya cola kutusunun içinden ama yapıştırmak çok zor. Bu arada İzmir diğer büyük şehirlere (Ankara ve İstanbula) oranla hobi konusunda pek fakir bırakın hazır mobilya malzemeleri aşağıdaki resimde yer alan kesme tahtasını bile yeni buldum oda çakma çıktı ne cetveli var nede milimetrik ayarları ama yinede bulunca çok mutlu oldum :)

           Önce el arabası. Tekerlek için, jant görüntüsünde bir düğme buldum





           Ben bu turpları ve armutları çok seviyorum. Armutların üzerindeki kahverengi lekeleri oluşturmak için boyası kurumadan biraz toprak ve ağaç kabuğu üzerinde yuvarladım. Armudun altındaki küçük çıkıntıyı ise oluşturduktan sonra biraz uhu ve kurumuş çok ince dalları sokuşturdum ve kestim. Ben bunu çok sevdim (Hani magazin dergilerinde derler ya "Biz bunu çok sevdik") ondan işte  :)       

          

15 Ocak 2011 Cumartesi

Artık yeni şeyler yapma zamanı

          Yeni projelere başlamaya karar verdim. Yılbaşı geçti biliyorum ama yılbaşı ile ilgili yaptığım bazı parçaları paylaşmak istedim. 10 marifetden blog arkadaşlara özellikle Figen Ablaya http://figenabla.blogspot.com/ duyurusunu yapmıştım.İşte bitti aşağıdaki da benim yaptığım yılbaşı çelenği yer alıyor. Kozalaklar, son gittiğim piknikten topladım ve elimde kalmış ve topaklanmış yaldızlı kumaş boyalarıyla biraz renklendirdim. Top süslerin, başlarındaki kancalar düşmüştü, artık ağaca takamıyordum. Burada değerlendiler. Diğerleri ise bazı eski sülerden artan parçalar. Kartondan bir halka yapıp, bir tarafının üzerini elyafla kapladım ve üstünüde kumaşla kapladım. Geriye kozalaklar ve süsleri eşit aralıklarla sıcak silikon tabancasıyla yapıştırmak kaldı sonuç aşağıda